MİLLİ EĞİTİM ÇÖKERTİLDİ
Eğitim İş 2021-2022 eğitim-öğretim dönemi raporu hazırladı. Raporda, eğitimin iktidar tarafından siyasileştirildiği salgın nedeniyle eğitimin uzaktan sürdürüldüğü bir önceki eğitim öğretim döneminde milyonlarca çocuğumuzun eğitimden uzak kaldığı, teknik ve altyapısal imkansızlıklar yüzünden mağdur olduğu, derin bir öğrenme kaybı yaşandığı vurgulandı.
Raporda, salgının devam etmesine rağmen okullarda önlem almadan eğitimin yüz yüze başlatıldığı bu dönemde, söz konusu kayıpları gidermek ve imkanları iyileştirmek, yani eğitimde nispi de olsa adaleti sağlamak için hiçbir adım atılmadığı iddia edildi.
Eğitim İş’in raporunda “Başöğretmen’in “Eğitimde feda edilecek fert yoktur” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nde; gerici, piyasacı ve kamusalcılıktan uzak eğitim yönetimi nedeniyle yoksul öğrencilerin feda ve heba edildiği öne sürüldü.
Raporda 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde yaşananlar şöyle özetlendi;
– Öğrencilerin geçen dönemlerden biriken öğrenme kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma yapılmamış,
– İkili eğitim, taşımalı eğitim garabetleri devam ettirilmiş,
– İhtiyaç duyulduğu sayıda derslik ve okul inşa edilmemiş,
– Deprem gerekçesiyle yıkılan okullar yapılmamış, bunun yerine bir sihirbazlık örneği gösterilerek okul içerisinden okullar çıkarılmış,
konteyner ve prefabrik sınıflarla yaraya pansuman yapılmış,
– Okullara kadrolu yardımcı personel ısrarla atanmamış,
– Dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit atmış,
– Okullar bir siyasi partinin propaganda merkezi haline getirilmiş,
– Öğrenciler ve eğitim emekçileri açılışlara ve törenlere zorla götürülerek siyasete dolgu malzemesi olarak kullanılmış,
– Üniversitelere tepeden inme şekilde getirilen kayyum rektörler ve yöneticiler eliyle, akademinin özerkliği ve bağımsızlığı yok edilmiştir.
-Ücretli ve sözleşmeli öğretmen ayıbı sürdürülmüş, Anayasal bir hak olan güvenceli çalışma hiçe sayılmıştır. Asgari ücretin altında bir ücretle öğretmen çalıştırılarak Devlet eliyle suç işlenmiştir.
– Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmış, çalışma barışı bozulmuş, öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları sınav ve
kariyer odaklı hale getirilmiş,
– MEB’in rakamlarından ortaya dökülen öğretmen açığı kadar dahi öğretmen ataması yapılmamış,
– Önü alınamayan şekilde yükselen enflasyonun karşısında yoksul öğrencilerin beslenme, kırtasiye, barınma ve ulaşım gibi ihtiyaçlarını sosyal devlet ilkesi gereğince üstlenmek için bir adım atılmamış, – Alım gücü korkunç derecede düşen, angaryalarla ve liyakatsiz yöneticilerle boğuşan eğitim emekçilerinin mesleki, maddi ve özlük hakları için gerekli adımlar atılmamıştır.
-Kamusal ve parasız olması gereken eğitim iktidar tarafından satın alınabilir bir hale getirilmiş ve iktidar toplumu yurttaşların ekonomik gücüne göre sınıflara ayırmıştır.
-Siyasal iktidar kendi ideolojik görüşleri doğrultusunda okul türleri arasında ayrımcılık yaratmıştır.
Gülcan MANTAR