GÖKÇEK ANKARA’YA İHANET ETTİ!
Ankara Şehir Plancıları odası sel baskınlarında yaşanan sorunların sorumlusunun kentte 25 yıl belediye başkanlığı yapıp, altyapıyı ihmal eden Melih Gökçek olduğunu öne sürdü. 11 -12 Haziran 2022 tarihlerinde yaşanan fırtına sonrası ciddi bir felaket yaşandığını belirten Şehir Plancıları odası 25 yıl Melih Gökçek`in belediye başkanlığı yaptığı kentte, hiçbir afete hazırlık yapılmadığı belirtildi. Oda’nın yaptığı açıklama şöyle:
Ankara battı çıktıları, imara açılmış dere yatakları ve vadileri, neredeyse tamamından asfalt yol geçen vadi tabanları, üstü kapatılmış ama her yağmurda alt-geçitleri doldurarak kendini hatırlatan bir zamanların coşkun akan dereleri, çoğunluğu su geçirmeyen yüzeyleri, bütün kenti ve bütün yolları kapsayan yağmur suyu toplama sistemi olmayan ulaşım altyapısı ile her yıl rutin olarak su baskınları, taşkın gibi maddi ve can kayıplarına yol açan felaketler yaşamaya devam etmektedir.
Ankara`nın doğu, kuzey ve güneyinin dağlarla çevrili olması, batıya doğru ise Ankara Çayı üzerinde açılmasıyla bir çanak oluşturmakta ve kentsel yerleşim bu çanak içerisinde bulunmaktadır. Dereler, vadi tabanları bu çanak içerisinde birleşip Ankara Çayı`na dönüşmektedir. Jansen Planında Ankara makroformunun dereler ve vadilerle ilişkisi anlamlı bir şekilde gösterilmiştir. Ancak bugün ne Jansen planındaki dereler ve çevresinde koruma bantları ne de vadi tabanlarının izleri görülememektedir.
Ankara kentleşme süreci içerisinde dereler, vadi tabanları yok olmuştur, var olanlar da yok olmaktadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan doğa olaylarının felakete dönüşmesindeki önemli nedenlerden biri budur. Yağmur suları toprağa, yer altı kaynak sularına kavuşamamakta, kentin alçak bölgelerinde birikmektedir. Yaklaşık bir saat süren yağmur kentte hayatı felç etmiş, pek çok kişi yaya veya taşıt içinde mahsur kalmış; bodrum ve zemin katlarda, evler ve işyerlerinde maddi hasarlara yol açmıştır. Bir çanağa benzeyen Ankara topografyasında tüm yağmurlar merkezde kavuşmaktadır. Toprakla buluşamayan veya yeterli bir altyapı ile tahliye edilemeyen yağmur suları eğimli bölgelerde güçlü akıntılar yaratmakta, ani su baskınları ve maalesef can kayıplarına yol açmaktadır.
Ankara her yıl su basan alt-geçitleri ile gündeme gelmekte, ancak hiçbir kamu kurumu bu konu hakkında köklü bir çalışma yapmamaktadır. 2019 yerel seçimlerinden bu yana 3 yıl 3 ay geçti, bu haberler yine değişmedi. Ankara`ya en yüksek yağış 1997 yılında ne tesadüftür ki yine 11 Haziran tarihinde gerçekleşmiş, yağış miktarı 88,9 kg/m2 olarak ölçülmüştür. ABB`den yapılan açıklamalarda yağış miktarının 51.8 kg/m2`ye kadar çıktığı belirtilmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 11 Haziran günü yağış miktarı Ankara, Çankaya, TBMM noktasında 29,2 kg/m2; 12 Haziran günü Çubuk, Ankara Esenboğa Havalimanı noktasında 30,8 kg/m2 yağış miktarı ölçülmüştür. Bu veriler 2018 yılında gerçekleşen kuvvetli yağışlar ile neredeyse eşit miktardadır. 2018 yılında gerçekleşen kuvvetli yağışlar için dönemin ABB Başkanı 500 senede bir gerçekleşen nadir olay değerlendirmesi yapmıştır. Bu veriler doğrultusunda iklim krizinin derinleşmesi ve etkilerinin her geçen daha fazla ve farklı şekillerde hissedileceği göz önüne alındığında bütüncül bir planlama ve risk yönetimi çalışması yapılmadığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde Ankara`nın bu gibi hava olaylarından daha fazla etkileneceği bir gerçektir. Ankara`nın bugünkü haline gelmesine neden olan politikalar ve imar planlarına karşı yürüttüğümüz bilimsel birikimimiz, hukuki kazanımlarımız ve mesleki bilgimizle, tüm kentlerin kamu yararı doğrultusunda sağlıklı ve adil birer yaşam alanı olabilmeleri amacıyla mücadelemizi sürdürdüğümüzü kamuoyuna saygıyla sunarız.